-
1 diken üstünde oturmak
сиде́ть как на иго́лках -
2 diken üstünde oturmak
sit on thorns -
3 diken üstünde oturmak
to be on tender hooks -
4 diken
diken üstünde oturmak (oder olmak) wie auf glühenden Kohlen sitzen -
5 diken
-
6 diken
колю́чка (ж) шип (м)* * *1) шип, колю́чка; остьgül dikeni — шип ро́зы
2) тёрн, терно́вник; репе́йник, чертополо́х3) игла́kirpinin dikenleri — иго́лки / и́глы ежа́
••- diken üstünde oturmak -
7 diken
"1. thorn, pricker; barb; spine. 2. spine, quill. 3. thorny plant, thornbush. - üstünde oturmak/olmak to be on tenterhooks." -
8 be on tenterhooks
diken üstünde olmak, sabırsızlıkla ve endişe ile beklemek, gergin olmak* * *(to be uncertain and anxious about what is going to happen: He was on tenterhooks about the result of the exam.) endişeli bir bekleyiş içinde olmak, diken üstünde oturmak -
9 sit on thorns
diken üstünde oturmak, tedirgin olmak -
10 sit on thorns
diken üstünde oturmak, tedirgin olmak -
11 иголка
-
12 уголь
kömür* * *м1) kömürбу́рый у́голь — linyit
пыла́ющие у́гли — kor
3) жив. füzen, kömür kalemрису́нок у́глем — füzen resim, karakalem
••бе́лый у́голь — ak / beyaz kömür
сиде́ть как на у́гольях / на у́гля́х — diken üstünde oturmak
-
13 Kohle
1. ( Brennstoff, Zeichen\Kohle) kömür; -
14 be on tenterhooks
dokuz dogurmak, diken üstünde oturmak
См. также в других словарях:
diken üstünde oturmak (veya olmak) — bir yerde tedirginlik duymak O bir yıl içinde diken üstünde otururum o evde; düş kuramam, şiir yazamam. M. C. Anday Konuşmaya başladık. Yine kavga ederiz diye diken üstündeyim. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne üstünde oturmak — diken üstünde oturmak Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu. B. Günel … Çağatay Osmanlı Sözlük